4 Aralık 2016 Pazar

HAYVAN ÇİFTLİĞİ / Totaliterizm Eleştirisi/ George ORWELL

HAYVAN ÇİFTLİĞİ DOMUZ CUMHURİYETİ

Kitapların önsözlerini, ana bölümden önceki her türlü açıklama ve tanıtım yazılarını okumayı hiç sevmem, buraları okumayı kitabın-romanın benim anlayacağım biçimindeki anlamına bir saldırı sayarım, asıl bölümü okumamdan sonra yapacağım çıkarsamaların gereksiz bir yönlendirilme çalışması olduğuna inanırım.  George Orwell tarafından yazılan ve ünlü kadın yazarımız Halide Edip Adıvar tarafından çevrilen 2001 yılı basımı Hayvan Çiftliği romanının başında bir ÖNSÖZ vardı. Bu önsöz bana hayvan çiftliğinin çiti gibi geldi, hayvan sürülerinin çitler üzerinden atlayıp ağıllarına koşmaları gibi orayı atladım doğrudan Hayvan Çiftliğine başladım. Okudukça sardı beni bu roman bir de kısa olması okuma hızımı arttırdı sanırım çünkü bir günde bitirdiğim az sayıda kitaplar arasına girdi.
Öykü hayvanlar arasında geçiyor ama insanlar için yazıldığı besbelli, hayvanlar Orwell okuyamaz ki. Fabl, kahramanı hayvanlar olan öykü. Ama bu fablın bir taşlama olduğunu -itiraf ediyorum- romanı bitirdikten sonra, önsözü okuduktan sonra anladım. Sosyalizm, komünizm yergisiymiş meğer Hayvan Çiftliği. Taşları yerlerine yerleştirmeye çalıştım. Yok canım her türlü otoriterliğin hatta her çeşit kötü yönetim biçiminin eleştirisi de olabilir bu kitap pekala diye düşündüm. Siyasal sistem adı anmadan, yönetim eleştirisini de işin içine karıştırmadan düşündüğüm şuydu: Kişiler çıkarları için her domuzluğu yapabiliyorlar, domuzlar nasıl da canavarlaşabiliyor çıkarları söz konusu olduğunda. Zavallı koyunlar her şeye kanıveriyorlar, atlar biraz şüpheci ama çok da çalışıyorlar. Ya o tavuklar onların canını hiçe sayıyor domuzlar, ııığğğğ köpeklerden nefret ediyorum. Önce eşitlik ve özgürlük üzerinden 7 maddelik bir anayasa yapıyorlar, başlarda buna herkes uyuyor ama ya sonra iş üretilenleri paylaşmaya gelince anayasa maddelerine bir sözcük ekliyorlar. Örnek madde şu: Hiçbir hayvan yatakta yatmayacak. Değiştirilmiş şekli şöyle oluyor: Hiçbir hayvan çarşafsız yatakta yatmayacak! Çok komik ama trajikomik. Sonunda 7 maddeden arta şu özdeyiş kalıyor: Bütün hayvanlar eşittir fakat bazı hayvanlar daha eşittir.
Okuduğumuz romanın türünün fabl olduğunu düşünürsek başta kurallara herkesin uymasını sağlamak amacıyla da olsa okuma yazma seferberliği açılması özgürlüğün akılla ve bilimle sağlanacağı düşüncesini ortaya çıkarıyor. Ama bazı hayvanlar ne yazık ki okumayı sökemiyorlar. Bu da şunu gösteriyor siz hangi iyi sistemi, hangi yüce dini, hangi mükemmel yönetimi getirirseniz getirin bazıları için yine de yararlı olamayacaktır. Çünkü hak etmedikçe özgür olunamaz, hak verilmez alınır.
İnsanlardan çok çeken hayvanların iki ayaklılara düşman edilmesini anayasalarına koyan domuzlar, bir zaman sonra hayvanların eşit olduklarını unutuyorlar, kendileri de insanları taklit ediyorlar, ön ayaklarına kırbaç bağlayıp arka ayaklarının üzerine dikilmeye başlıyorlar, bunu gören koyunların havyan çiftliği marşının sözlerini “dört ayak iyidir, iki ayak kötüdür” sözlerini, “ dört ayak iyidir, iki ayak daha iyidir” olarak değiştirerek söylemeleri bana, babasından korkan çocuğu, jandarmadan korkan köylüyü, müdürden korkan öğrenciyi her türlü zorbalık karşısında sinmeyi, yusufçuk yusufçuk hallerini anımsattı, korku çok insani bir duygu, hiç küçümsemiyorum zavallı koyunları.
Ama sonunda ne oldu? Komşular işe el koydular, Hayvan Çiftliğinin adı yine Beylik Çiftliği oldu. Aklın yolu birdir, zorla güzellik olmaz. Her dere kendi yatağında akar. Romanın son paragrafını buraya almadan edemeyeceğim: “ Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzdan bir insana , bir insandan bir domuza gene bir domuzdan bir insana baktılar fakat hangisinin domuz hangisinin insan olduğunu bilmek imkanı kalmamıştı.”

Kitabın beğenmediğim tek yönü çeviri tarihi çok eski olduğundan (1954, annemden bile yaşlı) bazı sözcükler için sözlüğe bakmak zorunda kalmamdı. Müsavi sözcüğünün eşit anlamında olduğunu yeni öğrendim, öğrendim ama. Çok merak ettiğim bir şey daha var: hayvanlar aleminde aşk yok mu? Hayvan çiftliğinde aşktan teğet bile geçilmemiş, hayret.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder